Ah nerede o eski bayramlar demeden edemiyor insan. Geçmişte hayat daha güzel, ilişkiler daha samimi ve gerçekti bana kalırsa. İnsanlar yüz yüze görüşmeye muhtaçtı. Dertlerini yüz yüzü anlatabiliyor, sevinçlerini kızgınlıklarını rahatça ifade edebiliyordu. Telefonla konuşmak çok pahalı olduğu için kavga edilecekse bile bir araya geliniyordu. Bütün konular göz göze bakılarak konuşuluyordu. Kızgınlık, sevgi, şaka, ima gibi bütün ifadeler insanların gözlerinden anlaşılıyordu. Böylece birine "senden nefret ediyorum dediğinde", eğer onu çok seviyorsan gözlerinden bu okunuyordu ve aslında ne demek istediğin anlaşılıyordu. Sevgiliden ayrılmanın bile mesajla yapıldığı bir döneme denk geldiğimiz için biraz üzgünüm.
Geldiğimiz noktada ise her ilişki mobil yaşanıyor. Her dakika birbirinden haberdar olmak isteyen insanlar saatlerce konuşuyorlar. Mesajlaşma programlarının suyunu çıkarıyorlar. Her gün yüzlerce megabayt ileti sadece sevgililer tarafından gönderiliyor. Eşler evlerine gittiklerinde konuşacak bir konu bulamıyor, çünkü zaten gün içerisinde o illet program üzerinden bütün konuları konuşmuş oluyorlar. Bana neden geç cevap verdin, neden hiç cevap vermedin, neden şu ifadeyi kullandın, neden bu kelimeyi söyledin gibi bi dolu saçmalık. Bunun sonucunda ise çoğunlukla kavgalar, hatta ve hatta ayrılıklar gerçekleşiyor.
Etrafta kendini konuşarak ifade edemeyen insanlar türemeye başladı. Kendini yazarak daha iyi ifade ettiğini düşünen insanlar. Şiir, roman, deneme yazmaktan bahsetmiyorum. Bir konu hakkındaki düşüncelerini karşısındakinin yüzüne söyleyemeyen insanlardan bahsediyorum. Asla ayıplamıyorum hiç kimseyi. Ama neden hep teknolojinin kötü yönlerini alıyoruz, batının kötü geleneklerini aldığımız gibi?
Etrafta kendini konuşarak ifade edemeyen insanlar türemeye başladı. Kendini yazarak daha iyi ifade ettiğini düşünen insanlar. Şiir, roman, deneme yazmaktan bahsetmiyorum. Bir konu hakkındaki düşüncelerini karşısındakinin yüzüne söyleyemeyen insanlardan bahsediyorum. Asla ayıplamıyorum hiç kimseyi. Ama neden hep teknolojinin kötü yönlerini alıyoruz, batının kötü geleneklerini aldığımız gibi?
Bir insanın gözlerinin içine bakarak söylediğin her şey daha anlamlı olmuyor mu? Doğum gününü kutladığınız bir insanın yüzüne bakmazsanız, onun doğmasından ötürü ne kadar mutlu olduğunuzu ona nasıl anlatabilirsiniz ki? Ya da sevdiğini kaybetmiş bir arkadaşınızın gözlerine bakarak "Başın sağ olsun" demeden, nasıl anlayabilirsiniz üzüntüsünü ve o nasıl anlayabilir, her zaman yanında olduğunuzu? Bir sevgi düşünün; gözlerde ışıltı yaratıyor, yüzde tebessüm, yanaklarda pembelik. Peki hangi mesaj anlatabilir bu sevgiyi size? Velev ki çok kızdınız birine attınız zehir zemberek mesajları, yüzüne bakmazsanız anlayabilir misiniz ne kadar mahcup olduğunu ya da sizin ne kadar haksız olduğunuzu? Anlayamazsınız.
İnsanlar kendilerini mesajlar yoluyla anlatmaya çalışıyor. Yalan, yanlış anlatmıyorlar ama hiç bir zaman gerçek de olmuyor. WhatsApp sadece bir isim ve bir örnekten başka bir şey değil. Benim de en çok kullandığım programlardan biri. Faydalarını gözardı edecek değilim tabi ki. Benim isteğim yüz yüze bakmak, konuşmak ve paylaşmak. Bu gibi programları tamamen görmezden gelecek kadar çağ dışı değilim. Ama yine de Kahrolsun WhatsApp, Yaşasın Muhallebiciler!
(Muhallebici diyerek bütün geçkinlere selam çakmış olduk.)
(Muhallebici diyerek bütün geçkinlere selam çakmış olduk.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder